22 Kasım 2009 Pazar

22 kasım beylikdüzü sahili

merhaba
bu sefer hiç fotoğraf yok
ama anlatacak çok şeyler var
bu sabah tırnaklarımı kestirmek için kuaföre gittik derya ile; kıtır kıtır kestiler tırnaklarımı; daha çok beton üzerinde yürümem gerekiyormuş:)))) oradan ver elini beylikdüzü.... taksinin kapısı açılır açılmaz zıpladım içine hiç yabancılık çekmem doğrusu ...
sahile iner inmez atlamadım tabi denize.. baştan bi güzel uslu uslu durup öğlen yemeğimi yedim....
daha sonra ise hafiften suya soktum ayaklarımı.. baktım sahildekiler bana bakıyor biraz da gösteri yapayım dedim attım kendimi sulara bir o yana bir bu yana deli danalar gibi yüzdüm.. yetti mi yetmedi tabiki derya sopayı denize fırlattı ben tuttum; daha uzağa hep daha uzağa attı herdefasında zıplayarak gittim derin sulara.....sopayı karaya ulaştırdım; herkes bana bakıyordu ;göğsüm dik gururla dolaştım sahilde....

sonra cafede dondurma yedik; çok sevdim yine olsun yine yerim; dondurmadan sonra da su içmeyi unutmadım tabiki de:))))

büyükçekmece sahilini baştan başa dolaşan tren var; vagonları açık insanlar binip geziyorlar; derya izin aldı benim için son vagonda yerimizi aldık ohhhh havamı ata ata gezdim trenle, dilim dışardaydı...

güneş artık iyice solmaya başlmıştı ki , eve dönmeye karar verdik, minübüse atladığımız gibi geldik eve; minübüs çok değişik bir yermiş pek rahat değildi ama benim için para almadıklar kaçaktım sanırım:))))

1 yorum:

  1. Sevgili kardeşim Balım,
    nasılsın, iyi misin, yeni ailene alıştın mı, babana alışmışsındır da, annene alışman zor olur her halde :)) şaka şaka,
    resimlerinin hepsine baktım, hepsi de çok güzel, en çok da sahildeki resimlerini çok sevdim, deniz kenarında gezmeyi ben de çok severim, Mustafa'yla ayvalıkta hep kumsalda koşar, denize girerdik. denizden çıkınca insanların yanına gider, yanlarında tüylerimdeki suları silkelerdim, ellerini kolarını sallayarak bağıra çağıra birşeyler söylüyorlardı ne dediklerini anlayamıyordum ama galiba onlar da çok zevk alıyorlardı bu oyundan o yüzden iyice silkeleniyordum hatta bazen kumsaldaki kumlarda son sürat debeleniyor toz kaldırıyordum; bunu görünce daha da seviniyordu çevredeki insanlar, daha yüksek sesle bağıra çağıra (sanırım şarkı söylüyorlardı) Mustafaya koşuyorlardı, Mustafa da onlarla şarkı söylüyordu genelde, bazen eğlencenin dozunu artırıp itişip kakışıyorlardı, o zaman koşarak uzaklaşıyorduk oradan; halbuki yeni arkadaşlarla oynamak ne kadar zevkliydi. Sen de sularını etraftaki kişilerin yanında silkelen, hatta koş kucaklarına atla emin ol çok sevecekler, güven bana :) ilk önce de Derya'nın üstüne atla.

    arkadaşın ciciyi de gördüm, kıskandım onu, çok oynama onunla, biz köpekler kedileri korkutur kuşları kovalarız,

    sana bir de tavsiyede bulunayım, akşamları yemeklerinin hepsini yeme, bir kısmını koltukların, altına, dolapların arkasına sakla, bu Derya sana yemek vermeyi unutursa çıkarır oradan yersin,

    tekrar görüşmek üzere, kendine iyi bak,
    bol bol yaramazlık yap, minderleri kemir, terlikleri ısır, vazoları kır, camları yala,

    gözlerinden öperim

    Niki

    YanıtlaSil